Vahdet Nafiz Aksu

ANA SAYFABUGÜNKÜ ERZURUMYEREL YAZILAR MAKALE / FIKRA / ÖYKÜ ERZURUM YAZILARI KİTABITÜM ŞİİRLERİM PDF

serbest  şiirlerimheceyle şiirlerim heceyle rübailer sesli şiirlerim resimli şiirlerimşiir sunuları

 

Vahdet Nafiz Aksu

E-KANAL CANLI YAYIN

TRT'DEKİ SÖYLEŞİLERİM

USTALARDAN SESLİ ŞİİRLER

ŞİİR VİDEOLARI -VNA

HER ŞEYİN BAŞLADIĞI ŞEHİR

ÖNERİLER/ETKİNLİKLER

STRATEJİK HEDEFLER

BELGELERLE ERMENİ ZULMÜ

NET KÜTÜPHANE

100 TEMEL ESER

TARİH/ KÜLTÜR SOHBETLERİ

OSMANLI TARİHİ

SARI GELİN KİMİN TÜRKÜSÜ

ERZURUM  FIKRALARI

ÖZGEÇMİŞİM

FOTOBEN

KİTAPLARIM



SÖZÜN SERHADDİ DUA




stratejik araştırma kurumları

araştırmacılar için kaynaklar

Türk dünyası araştırmaları

filozofların fikir dünyası

mevlana ney ve sema

Türk edebiyatı kolleksiyonu

edebiyat söyleşileri

düşünce dergi ve siteleri

e-kitap bankası

altı çizili satırlar

kuran ufku

öğrenciler için kaynaklar

ekovart tv-sanat haberleri

Türk islâm sanatları

kültür ve turizm bakanlığı

kent kent yeryüzü

yapı kredi kültür-sanat

gazetelerin birinci sayfaları

yerel medya

gazetelerin internet sayfaları

bebek ve anne com

gerekli tüm linkler



 
SIK DİNLEDİKLERİM

 




kelâm-ı kibar


 

 

  İletişim Formu


 

bu sayaçtan önceki ziyaretçi:
165900

 

 

Google Site

 

 

 
 
ATEŞ DÜŞTÜĞÜ YERİ YAKTI

Terör örgütü PKK'nın Hakkâri’nin Şemdinli ilçesindeki Aktütün Karakolu'na gerçekleştirdiği beşinci hain saldırı sonucu şahadet mertebesine erişen on beş şanlı evladımızın acısı yüreğimize ateş gibi düştü.

Her zamanki gibi ateş düştüğü yeri yaktı. Ama ateşin düştüğü yer yalnız aziz şehitlerimizin anasının, babasının yüreği değildi. Daha tamama ermeyen bayram sevinci, sadece on beş aile için değil, seksen milyon için kedere dönüştü. Milli vicdan derinden yaralandı, ortak akıl acılara gömüldü; aziz naaşların önünde saf tutan milyonlarca ana baba yüreği, şehit ailelerinin acılı yüreği nasıl kavrulduysa içten içe öyle kavruldu.

Bugün Türkiye, seksen milyonluk büyük bir taziye evinden farksız… Bu evin seksen milyondan oluşan sakinleri bir yandan evlat acısının derin kederiyle sarsıla sarsıla ağlıyor; bir yandan da vatan annemize koç şehitler vermenin gururuyla tarihe heybetli pozlar veriyor.

Milletçe yasımız derin, kederimiz tarifsiz, acımız tamirsizdir. Bu kalleş saldırı ne ilkti, ne son olacak. Ama bana öyle geliyor ki -ve aslında öyle istiyor, öyle umut ediyorum ki- bu kanlı baskının milli vicdanda doğurduğu halis öfke diğerlerine hiç benzemeyecek. Bu ağır felaket inşllah birlik bütünlüğümüzün pekişmesine vesile olacak, yeni ve kalıcı tedbirlere zemin hazırlayacak.

Güneydoğumuzda son otuz senedir yürüttüğümüz mücadelede binlerce şehit vererek yüreklerimizi boşuna dağlamıyoruz. Boşuna kan döküp, boşuna can verip, beyhude ağlamıyoruz. Bir büyük fitneyle karşı karşıyayız. Vatanın bölünmesi tehlikesi bize “Aktütün” kadar yakın. Ama öte yandan yılardır sürdürülen ve daha dün on beş cana mal olan bu şanlı ve kararlı vatan savunması karşısında “Sibirya” kadar uzak. Yakın tehlikeleri canları pahasına uzak eden şehitlerimize rahmet olsun, gazilerimize milyonlarca tebrik, sonsuz teşekkür…

AKTÜTÜN, Büyük bir mücadele sürecinin son acılı sayfası oldu. Muhtemelen benzerleri de olacak… Bir türlü sonunu getirememeğimiz bu terör belasıyla yıllardır mücadele ediyoruz. Mesele milletin beka meselesi, devletin istiklal meselesi, halkın müşterek namus meselesi olmuştur.

Bütün millet, bu olayda olduğu gibi yekvücut tüm şehitlerin arkasında saf tutarsa… Devlet, bütün kurum ve kuruluşlarıyla “bölücü terörü bir numaralı tehdit olarak kabul eder ve ona göre muamele ederse, daha kapsamlı ve ciddi tedbirler alırsa” bu eşkıya sürüsünü evvel ahir tükürüğümüzle boğarız evvel Allah… Bu alçaklar sürüsü ne yaparsa yapsın… Arkasına kimi alırsa alsın… Vatan bölünmeyecektir, bayrak inmeyecektir! Çünkü bu, şehit aslanlarımızı ebediyete uğurlarken, tabutları başında verdiğimiz namus sözüdür!

KÜRTLERİMİZE DÜŞEN TARİHİ SORUMLULUK

PKK terör sürüsünün durup durup böyle havlamasında, ikide bir karakollarımıza baskınlar düzenlemesinde elbette dış faktörlerin büyük etkisi var… Baksanıza adamlar gündüz gözü, bir mübarek Cuma vaktinde ağır silahlarla, roketlerle, ancak nizami bir ordunun sahip olabileceği teçhizatla karakolumuza saldırıyorlar.

Bugüne kadar PKK’NIN başarılı olduğu tüm eylemlerde “İçerden destek” belirleyici ve etkili bir faktör oldu. Bölge halkının büyük çoğunluğunun Devletten yana kesin tavır koyuşu terörle mücadelede başarılı olmamızda nasıl büyük bir etkense; bölge halkından ifsat edilmiş az sayıdaki hainin saldırganlarla işbirliği edişi AKTÜTÜN ve benzeri olaylarda örgütün başarılı olmasını sağlıyor.

Sevgili Kürt kardeşler! Yıllarca kanlı terörün acısını, çilesini en çok siz çektiniz. Otuz bin yavrunuz kandırıldı. Ya 18–20 yaşındaki fidan gibi Türk kardeşlerini haince katlettiler, ya da bu batıl dava uğrunda kendi canlarını yitirdiler. Hala sonu pişmanlık olacağı kesin ayrılıkçı maceralara pirim mi vereceksiniz? Artık kesin tavır koyma zamanıdır. Ömürlerinin baharında kalleş saldırılarla toprağa düşen on beş şehidimiz; içinizde barınıp, bazen sizden bilgi ve istihbarat alan, bazen çeşitli nedenlerle hoş görüp kucak açtığınız kandırılmış çocuklarınızın kurbanı değil mi?

Kürt vatandaşlarımıza bu tarihi çağrıdan sonra, ilgili mercilere ve tüm halkımıza bir iki sözümüz var.

Gerek sempatisinden, gerekse çaresizlik ve otorite boşluğundan örgütle arasına yeterli mesafeyi koyamayan yöre halkını kazanmak için daha çok çabaya, tutarlı politikalara, ciddi açılımlara ihtiyaç var. Sadece acılı günlerde açıklamalar yapıp, paketlerin kapağını aralayarak tekrar geri kapatmakla nereye varabiliriz?

Bölge halkını samimiyetsizce değil, bir tören ve gösteriş tavrıyla hiç değil… Yürekten ve kardeşçe kucaklamamız lazım… Bölge ve bölge dışında yaşayan Kürt kardeşlerimizin itibarı, canı, haysiyeti, namusu bizim itibarımız, canımız, namusumuz, haysiyetimizdir. Aman halel gelmeye…

PKK ile bağı gün gibi aşikâr DTP’NİN de hizaya gelme zamanıdır… Bu partinin siyasi kumanda merkezinin İmralı olduğu gün gibi aşikâr hale geldi. PKK’YA terör örgütü diyemiyorlar… Uzaktan kumandalı siyaset mayını gibi yüce mecliste dolanıp duran bu adamlar on beş kişinin can verdiği bir olayı bile “üzüldük “ deyip geçiştiriyorlar… Gördünüz mü kepazeliği? Elbiseleri hala barut kokan, oylama düğmelerine kanlı parmaklarıyla basan bu adamların hezeyanlarına bakıp, milyonlarca Kürt kardeşimizin bunlar gibi düşündüğü zehabına aman kapılmayalım…

Yazıyı, olaydan sonra bir açıklama yapan Cumhurbaşkanı Abdullah GÜLÜN şu manidar sözleriyle bitirelim:

“Şunu da ifade etmek isterim; bu son hain saldırı nasıl yapıldı? Bu sonuna kadar takip edilmektedir. Buna kimler yataklık etti, böyle bir saldırıya kimler kolaylık sağladı? Bunlar da sonuna kadar araştırılacak, takip edilecek ve herkese bunun hesabı sorulacaktır. Bundan Türk milletinin emin olmasını özellikle rica ediyorum."

· Bu son hain saldırı nasıl yapıldı?

· Bu sonuna kadar takip edilmektedir.

· Buna kimler yataklık etti,

· Böyle bir saldırıya kimler kolaylık sağladı?

Evet, Türk Milletinin bir ferdi olarak bunları ben de çok merak ediyorum. Bu soruların cevabını bulur ve gereğini yapabilirsek ortada zaten böyle bir mesele kalmayacaktır.

Cumhurbaşkanının “Bunlar da sonuna kadar araştırılacak, takip edilecek ve herkese bunun hesabı sorulacaktır.” İfadesini Devletin Millete verilmiş bir sözü kabul edelim ve bu tarihi beyanın nutuktan eyleme geçmesini sabırla bekleyelim.