Vahdet Nafiz Aksu

ANA SAYFABUGÜNKÜ ERZURUMYEREL YAZILAR MAKALE / FIKRA / ÖYKÜ ERZURUM YAZILARI KİTABITÜM ŞİİRLERİM PDF

serbest  şiirlerimheceyle şiirlerim heceyle rübailer sesli şiirlerim resimli şiirlerimşiir sunuları

 

Vahdet Nafiz Aksu

E-KANAL CANLI YAYIN

TRT'DEKİ SÖYLEŞİLERİM

USTALARDAN SESLİ ŞİİRLER

ŞİİR VİDEOLARI -VNA

HER ŞEYİN BAŞLADIĞI ŞEHİR

ÖNERİLER/ETKİNLİKLER

STRATEJİK HEDEFLER

BELGELERLE ERMENİ ZULMÜ

NET KÜTÜPHANE

100 TEMEL ESER

TARİH/ KÜLTÜR SOHBETLERİ

OSMANLI TARİHİ

SARI GELİN KİMİN TÜRKÜSÜ

ERZURUM  FIKRALARI

ÖZGEÇMİŞİM

FOTOBEN

KİTAPLARIM



SÖZÜN SERHADDİ DUA




stratejik araştırma kurumları

araştırmacılar için kaynaklar

Türk dünyası araştırmaları

filozofların fikir dünyası

mevlana ney ve sema

Türk edebiyatı kolleksiyonu

edebiyat söyleşileri

düşünce dergi ve siteleri

e-kitap bankası

altı çizili satırlar

kuran ufku

öğrenciler için kaynaklar

ekovart tv-sanat haberleri

Türk islâm sanatları

kültür ve turizm bakanlığı

kent kent yeryüzü

yapı kredi kültür-sanat

gazetelerin birinci sayfaları

yerel medya

gazetelerin internet sayfaları

bebek ve anne com

gerekli tüm linkler



 
SIK DİNLEDİKLERİM

 




kelâm-ı kibar


 

 

  İletişim Formu


 

bu sayaçtan önceki ziyaretçi:
165900

 

 

Google Site

 

 

 
 
TERÖRLE MÜCADELEDE YENİ DÖNEM

Gelişmeler gösteriyor ki , ‘yemin krizi’ yakında çözülmüş olacak.

Bu hafta Türkiye’nin ‘yeminli’ bir parlamentosu olacak.

Şehit cenazeleri toplumu derinden sarsmaya devam ediyor. Haliyle tüm sohbetlerin konusunu da bu mesele teşkil ediyor.

Ne zaman 'Kürt Meselesi' lafını duysam şu görüşümü inanarak, yürekten dile getiriyorum.

21. Yüzyıl, Türkiye’nin sıçrama asrı olacaktır ve bu süreçte ‘Türk ve Kürt’ al bayrak altında, aynı büyük hedeflere birlikte koşacaktır.

Bilimde, teknolojide yeni başarılara birlikte yelken açacağız... Türkiye Cumhuriyeti, geleceğin büyük küresel gücü olduğunda… Bunun şeref ve gururunu birlikte taşıyacağız…

Bugün zaman zaman sergilenen İç ve dış düşmanlarımızı sevindirecek nitelikteki zaafiyetler asla sürekli olmayacak; buna Türk ve Kürtler izin vermeyecek.

Eşkıya aramıza giremeyecek, teröristler kardeşlik mayamızı bozamayacak.

Kendinde olduğundan çok fazla sanal bir kuvvet vehmeden PKK PARTİSİ yöneticilerinin düpedüz tehdit anlamı taşıyan hezeyanlarına artık devlet hak ettiği tokadı indirecektir.

Sayın Başbakan'ın dile getirdiği ‘Terörle Mücadelede Yöntem Değişikliği’ Türkiye için yeni bir sayfadır. Önemlidir, sonuçları da önemli olacaktır. Son Milli Güvenlik Kurulu bildirisi de doğru politikaların güçlü sinyallerini veriyor.

Devletin aldığı bu yeni pozisyon, milletin yüreğine su serpmiştir.

Doğru tavır budur. Evet, büyük devletlere teenni yakışır. Uzun vadede yararlı olacak kararlılıklar, anlık öfkelere tercih edilir. Ancak, terörist başının yakalanmasından sonra DEVLET organlarına ve siyasete hâkim olan alttan alma politikaları ne yazık ki “gevşeklik, güçsüzlük” olarak algılandı.

Devletin, şefkat eli ile kadife içinde saklı demir yumruğu eş zamanlı ve koordineli çalışmalı… Demir yumruk, isyankâr başlardan hiç eksik edilmemeli, şefkat eli bölge halkının masum başını bıkmadan usanmadan okşamalı.

Diyarbakır’dan yükselen jet sesleri, devletin icabında kullanacağı kahredici yumruğunun kararlı sesiydi ve bu ses hıyanet şarkılarıyla uyuşturulmuş kulaklara güçlü bir ikaz oldu… ‘Başta devlet var, kuzgunlar konacak leş aramayın’ kararlılığı gösterilmiş oldu.

Tabi mesele bundan ibaret değil. Terörle mücadelenin, üsten jet kaldırıp dağ taş bombalamadan ibaret olmadığını elbette biliyoruz. Ama bu gibi ‘kararlılık izharının’ bazen ne derece önemli olduğunun da farkındayız. Bazen Hükümetler, bazı kulaklara bazı gerçekleri işte böyle gök gürlemesi şeklinde fısıldarlar!

Yeri gelmişken tekrarlayalım. Kürt sorununu çözecek olan temel dinamik ‘Kürt iradesi’ dir. ‘Makul Kürt Çoğunluğun’ Terörist organizasyonlarla Devlet arasında sergileyeceği yaklaşım ve kimden yana olduğu konusunda ortaya koyacağı ‘tercih’tir. Şu ana kadar bu tercih ve irade yüzde seksen Devletten yana kullanılmıştır.

Önemli bazı araştırma kuruluşlarının son birkaç aydaki anketleri, bölge halkının sadece yüzde on altısının ‘özerklik’ fikrinde olduğunu ortaya koyuyor. Demek ki ‘makul Kürt çoğunluk’ bu temel meselede aynen ‘makul Türk çoğunluk’ istikametinde düşünüyor, devletin yaklaşımını benimsiyor.

Seçim sonuçları gibi, bu anketler de Kürt’lerin temel konularda PKK ve PKK partisi gibi düşünmediğini ortaya koyuyor. Bütün mesele, Kürtleri KÜRT ÖRGÜTÜNÜN istilasından kurtarmak… Bölgenin de ülkenin de geleceği buna bağlı…

PKK ve onun partisini çözüm arayışlarından tamamen dışlayan; ama bölge halkını asla dışlamayan ve onun gerçek eğilimleri doğrultusunda yürütülecek politikalar başarılı olacaktır.

Dağların temizlenmesi için, öncelikle fikirlerin, beyinlerin temizlenmesine ihtiyaç var.

Bölge halkı, hiç kuşkunuz olmasın, kendi adına üretilen hıyanet söylemlerine kulağını bundan böyle daha çok tıkayacak, tüm bölgesel, ülkesel ve küresel bölücülerin suratına “birlik beraberlik yumruğunu” daha kararlılıkla indirecek…

Yeter ki onları ‘DTP-KCK vesayetinden’, PKK alan hâkimiyetinden, şiddetinden koruyalım. Kendi topraklarımıza hâkim olalım.

Yani DEVLET GİBİ DEVLET OLALIM!